23 Nisan 2012 Pazartesi

Günü benden uzaklaştıran saatlerce saydığım dakikalardan birinde yazmaya başladım.Başlamak bitirmeye teğet geçerken özlemeye saniyeler kaldı.Sadece aynı zamanı paylaşmak payımıza düşen.Saniyeler bitti.Özlemeye durdu teğet geçen bütün çizgiler.

Özlemek bitince hangi duyguya gelir sıra.Hayat menüsünde maliyeti düşük maneviyatı yüksek hangi duygu galip gelirde çarpar gözümüze.

Özlemek bitince zaman saklı bir duyguya ayarlar kendini.Görünmez olur rakamlar.Madden ne varsa utanır bitenin ardından gelmeye…Ağlamaya…

Özlemek bitince utanmalı mı insan.Yoksa ertelediği her ne varsa garip ya da doğal aklına geldikçe yazmalı mı acaba.Yazdıkça kararmalı mı gözbebekleri.Kara gözlerinden utanmalı mı.

Özlemek nasıl biter meleğim?

Mağlup olduğumuzu belli etmesekte galip kostümüyle “bitti” demek hangi menüde sunulacak önümüze.
Yükte hafif pahada ağır ne varsa çalacak mı zaman ? Biz yine seyirci rolünden kurtaramayacakmıyız kendimizi.

Zamanı dost ve kesin şifa bilmeli meleğim.Ertelenen bize kalmayan günlerde özlemek şahidimiz olmalı.

Bir mektuba başlamak zordur.Kalem bir türlü gelmez ele.Geldi mi gitmeyi ayıp sayar.Bırakamazsın.Yazdıkça ve yağdıkçaaktıkça ruhun kağıda kalabalıklardan hızla uzaklaşan hasretle gökyüzüne sarılan güvercinlere yoldaş olursun.Teslim edersin postacıya mektubunu emin ellere ulaştırsın diye..

Zor başladım bende mektuba.Ellerimle harmanladığım tütün renginde kağıtlara sardığım kelimelerimi harf harf çektim içime.Bırakırsın dediler.Dinlemedim.Şimdi ayıp olacak kaleme Gönül koyacak bu kağıtlar.Ruhumu teslim alan kağıtlar….

Zaman sabır şapkasıyla nasıl da dimdik karşımda.Posta servisi başüstü etmiş sabrı.Sana getireceği mektuplar darmadağın ruhumda göreceklerini duyacaklarını anlatsada bırakamıyorum kalemi.Postacı kapıda.Ruhumun bekçisi gelene kadar yazmaya devam edeceğim.

Okumak bir ruhu teslim almaktır meleğim.İyi bak emi.
Herşeyi ile sana adanmıştır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder